37. İhtiyar büyüklerimizin her arzusunu yerine getirmeyi vazife ve sorumluluk kabul etmek yanlıştır. Doğru olan; onların ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamaktır. Onlara her arzularının karşılanmayacağını nezaketle kabul ettirmektir.
38. İsrafa sebep olan, israfı alışkanlık haline getiren ve israfı teşvik eden harcamalar, gerekçesi ne olursa olsun yanlıştır. Doğru olan; iktisat ve tasarruf anlayışı ile karar vermektir. Bu anlayışa göre harcamalar yapmaktır.
39. Servete göre ve başarılı kuruluşlardan etkilenerek ve onları örnek alarak yatırım kararları vermek yanlıştır. Doğru olan; ihtisas ve tecrübelere göre, personel kadrosunun yeterliğini dikkate alarak karar vermektir.
40. Mesleğindeki sıkıntılardan etkilenerek meslek değiştirmek yanlıştır. Doğru olan, her mesleğin kendine göre sıkıntılarının olduğunu kabul etmek, zaruret olmadan meslek değiştirmemektir. Ve mesleğinde başarılı olmanın çarelerini aramak ve bulmaktır.
41. Meslek veya iş konusu seçiminde yalnız ücret ve kârlılığı tercih konusu yapmak yanlıştır. Doğrusu; mesleğin ve iş konusunun geleceğini, çalışma şartlarını, çalışma huzurunu, çalışma emniyetini, öğrenim ve tekamül imkânlarını ve devamlılığını dikkate alıp öyle tercih yapmaktır.
42. Çok rağbette olsa bile çocuğun sevmediği ve alaka duymadığı bir meslekte, bir fakültede tahsil yapması için ısrarcı olmak yanlıştır. Doğru olan; çocuğun sevdiği, alaka duyduğu bir meslekte ve uyum sağlayabileceği bir fakültede tahsil yapmasını sağlamaktır.
43. Namaz, oruç ve örtünme gibi farz olan ibadetlerin yapılması için çocuklara baskı yapmak, korkutmak, şiddet kullanmak yanlıştır. Doğru olan; ibadetlerin hikmetlerini ve faydalarını anlatmak, bunların öğrenilmesini sağlamak, onlara güzel örnek olabilecek ve ibadetleri sevdirecek yakın arkadaşlar bulmak ve onlarla arkadaşlık yapmalarına zemin hazırlamaktır.
44. Dinin öğrenilmesinde ve yaşanmasında her türlü öğrenim ve eğitimlerde yalnız korku, şiddet uygulamaları ile netice almaya talip olmak yanlıştır. Doğru olan; muhatapların sevgisini ve güvenini kazanmak, örnek alınacak insan sayısını artırmak, taltif ve müeyyideleri birlikte uygulamaktır.
45. Her konuda ya hep ya hiç anlayışı, ifrat ve tefrit halindeki davranışlar ve konuşmalar yanlıştır. Doğru olan; her konuda vasat olanı tercih etmektir.
46. İşleri ve vazifeleri biriktirmek, birikmişlik haline getirmek yanlıştır. Doğru olan; her işi vaktinde ve geciktirmeden yapmaktır.
47. Her konuda aşırılık yanlıştır. Doğru olan; her konuda ihtiyaç kadar ile iktifa edebilmektir.
48. Münakaşa ve iddialaşma halinde konuşmak yanlıştır. Doğru olan; sükûnet ve tevazu halinde, anlaşılır ve güzel bir üslupla muhatap olmak ve konuşmaktır.
49. Allah’ın rahmetinden ümit kesmek, yeise düşmek yanlıştır. Doğru olan, vazifeleri yapmak, tedbirleri almak Allah’ın rahmetinin tecelli edeceğine inanmak, geleceğe ümitle bakmaktır.
50. Allah’ın merhametinden ve şefkatinden daha fazla merhamet ve şefkat etmek yanlıştır. Doğrusu; bütün mahlukatın sahibi-i hakikisinin Allah olduğunu kabul etmek, bu inançla vazifesini yapmakla yetinmek, Allah’ın takdirinde hikmet ve hayır aramaktır.
Evet, yanlış ve zararlı olmasına rağmen doğru ve gerekli kabul edilerek yaptıklarımızdan ve alışkanlık haline getirdiklerimizden bir kısmını ifade etmeye çalıştık. Kısa olarak ifade etmeyi tercih ettik. İzahlardan kaçındık. Bize göre doğrularını da kısaca ifade etmeye çalıştık.
Bu kadar yanlış ve zararlı hareketler; doğru, gerekli ve faydalı olarak nasıl hayatımıza yerleşmiş ve devamlı olarak hayatımıza nasıl etkilemiş?
Bunu cevaplarını aramak ihtiyacını duyduk. Bunun sebepleri de tespit edebildik.