C. Şimdi ikinci büyük bir yanlış ve haksız iddiayı tahlil edelim: Osmanlı sultanları için kullanılan bazı ifadeleri ve iddiaları inceleyelim: Bu tahlilde doğruluğu kabul edilen bir kaideyi esas alacağız. Kaide şudur: İki zıt bir arada devamlı bulunamaz. Şunları düşünelim ve hatırlayalım: Çok cömert bir insan cimri olamaz. Çok cesur bir insan korkak olamaz. Dürüst bir insan aldatan olamaz. Güzel ahlak sahibi olan da kötü ahlak görülmez. Adil ve merhametli olan zalim olamaz. İlmi ve ihtisası sabit olan mesleğinde cahil olamaz. Bu örnekler çoğaltılabilir. Bu kadarı ile yetinelim. Yaşanmış ve tarihe mal olmuş hakikatleri esas alarak konuyu düşünelim ve değerlendirelim. 1.…
Yazar: Can Ahmet Akten
İYİ-KÖTÜ, DOĞRU-YANLIŞ, FAYDALI-ZARARLIBu üç konu hayatın her devresinde her yaşta ve her insan için ve her zaman ve en çok konuşulan çok önemli mesele olarak hayatımızda yer almıştır. Ehemmiyeti sebebi ile bu üç konuyu değerlendirmeye zaman ayırdık. Çalışmalarımızdan bazı örnekler ve tespitlerimizden de kısa ve özet bilgiler sunacağız: A. Evvela, varmış olduğumuz üç sonucu ifade edeceğiz: Doğru doğrular ve iyiler faydalı neticeler meydana getirmektedir. yanlışlar ve kötüler zararlı sonuçlar hasıl etmektedir. İslam dininin bütün emirlerine evvela dünyevi hayat için, hayatın tanzimi için ihtiyaç duyulmaktadır. Dinin bütün emir ve tavsiyelerinde kötü ve yanlışlar men edilmiştir. İyi ve doğrular tavsiye…
16. Bir kararın, bir icraatın, bir fikrin veya bir düşüncenin doğruluğunu tespit için o günün şartlarını ve imkanlarini mutlaka dikkate almak gerekir. O günün şartlarını ve imkanlarini dikkate almadan yapılan değerlendirmelerle gerçeğe ulaşılamaz. Ayrıca o kararı o icraati ve o düşünceyi o günlerde alınmış kararlarla o günlerde yapılabilen icraatlarla ve o günün düşünceleri ile mukayese etmek gerekir. Bu hususları dikkate alarak değerlendirme yapacak kişinin tarafsız olması, peşin fikirli veya kasıtlı olmaması da şarttır. Bu esaslara riayet edilerek yapılan değerlendirmeler ve tespitlere itibar edilebilir. Geçmişten doğru tespitler yapamayan idarecilerin yanlış kararlar vermesi kuvvetle muhtemeldir. Doğru karar, doğru düşünce ve doğru icraatlar…
11. Halinden şikâyet eden insan, nail olduğu nimetleri göremez ve bu nimetlerden lezzet alamaz. Halinden şikâyet etme hali terk edilmezse, artarak devam eder. Artan şikâyetler insanı şükürsüzlüğe götürür. Zamanla insan şükredemez hale gelir. Bazı hallerde dil ile şükretse bile akıl, kalp ve latifeleri ile şükredemez. Şükürsüzlüğün devamı, insanı nankörlüğe sürükler. Nankörlük huzursuzluk sebebi olur. Nankörlüğün devamı, mahrumiyet cezasının çekilmesini netice verir. Şükür hali nimetlerden lezzet almaya vesile olur. Şükrün devamı, nimetlerin muhafazasını ve artmasını sağlar. Şükrün akıl, kalp, ruh, vicdan ve latifelerin tasdiki ile artarak devamlı şekilde yapılması ise manen tekâmüle vesile olur. Kulu Rabbine yakınlaştırır. 12. Kuvvetini, servetini,…
6. Dünya ve ahiret için yapılan amellerin makbuliyetini, sahip olunan imkânlar, niyetler ve zorluklar artırır ve azaltır. Mahdut imkânlar ile müsait olmayan şartlarda ve aşırı zorluklar altında Allah rızasını gaye edinerek yapılan az bir hizmet, geniş imkânlara sahip olarak, rahat şartlarda, zorluk çekilmeden yapılacak çok hizmetlerden makbul olabilir. Aynı şekilde ihlas ile yapılan az bir hizmet, menfaat ve karşılık bekleyerek, itibar sağlamak için yapılan çok hizmetlerden üstün olabilir. Bu hakikat devamlı hatırlanmalıdır. Bilhassa ahiret hayatı için yapılan hizmetlerde buna çok dikkat edilmelidir. Haşir gününde mahzun ve mahcup olmamak için bu hakikate göre karar verilmelidir. 7. İnsana emaneten verilen,…
1. Muhataplarımızın mukabelelerini, niyetlerimizin, hareketlerimizin ve konuşmalarımızın şekillendirdiğini devamlı hatırlamalı ve kabul etmeliyiz.İnsanların mukabelelerini iyileştirmek veya düzeltmek için; Evvela, o kişilere karşı iyi niyetle muhatap olmak şarttır. Kötü niyetlerle muhatap olunması halinde insanlara müessir olmak, o insanı kazanmak veya ıslah etmek, bize karşı olan rahatsız edici davranışlar ve konuşmalarını düzeltmek çok zorlaşır. Niyetimizi iyileştirmeden, bazı tedbirlerle sağlanacak müspet gelişmeler kalıcı ve devamlı olamaz. O kişilerin kalplerinde ve ruhlarında, bize karşı olan güvensizlik ve endişeleri düşüncelerini şekillendirir.Sonra; insanları rahatsız edebilecek üsluptan mutlaka kaçınılmalıdır.Daha sonra; insanlara güler yüzle muhatap olunmalı, şefkatle yaklaşılmalı ve kendilerine yardımcı olunmalıdır.Nihayetinde; insanların olumlu vasıfları tespit edilmeli, iyi…
91. Servetine, makamına, kuvvetine, yakın çevrene, sana itaat eden ve tabi olanlara güvenip karar verme. Doğru düşünemezsin. Hak ve hakikatleri, niyetini, muhtemel gelişmeleri, gelecek ihtiyaçlarını, bilgi ve tecrübe birikimlerini dikkate alarak düşün ve böyle karar ver. 92. Paylaşmayı bil. Paylaşmayı, çalışma hayatının bir gerçeği kabul et. Kazançları ve menfaatleri paylaşabildiği nispette onların devamlılığını emniyet altına alabilirsin. Sıkıntılarını paylaşarak azaltır başkalarının mutluluğunu da paylaşarak huzurunu arttırırsın. 93. Aklına, tecrübene ve itibarına da aşırı ve devamlı güvenme. Bu halin seni Allah’a ilticadan alıkoyar. Enaniyetini kuvvetlendirir. Seni Allah’ın rahmetinden mahrum bırakır. Aklından istifadeyi azaltır. Yanlış kararlar vermene zararlara uğramana sebep…
76. Sıkıntıların ve üzüntülerin neticelerinin senin için hayırlı olmasını istiyorsan şikâyet etmeden sabret. Sıkıntılarının ve üzüntülerinin ya günahlardan temizlenmene veya manevi ve maddi tekâmülüne ya da daha büyük bir belanın ve musibetin def edilmesine vesile olacağını düşün. 77. Kendini savunmayı alışkanlık haline getirme. Kusurlarını ve yanlışlarını kabul edip özür dilemeyi bil. Kusur ve yanlışların tekrarlanmaması için gayret et. Gerekli tedbirleri al. Rahat eder, huzur bulur ve tekâmülünü kolaylaştırırsın. 78. Hâdisatın seyrini ve gelişmelerini Allah hikmeti ile takdir etmektedir. İnsanların aklı bu hikmetleri layıkıyla ihata edemez. Sen vazifelerini eksiksiz yapmaya çalış hadisatın gelişmelerini önlemeye, insanların gücü yetmez. 79. …
51. Senin icraatlarından, düşüncelerinden, tercihlerinden kaynaklanan sıkıntılardan ve üzüntülerden seni kimse kurtaramaz. Kendi kendini kurtarabilirsin. Kusurlarını ve yanlışlarını gör ve kabul et. Terk etmeye çalış. Başkalarını suçlu görmekle, başkalarını itham etmekle sıkıntılarını arttırmış ve kendini aldatmış olursun. 52. Münakaşa ederek, iddialaşarak insanlara bir şeyi kabul ettiremezsin. Bir şeyi zorla kabul ettirmeye çalışma. Böyle yaparsan insanları kendinden uzaklaştırabilirsin. 53. İnsanları, şefkatle yaklaşarak, onlara yardımcı olarak, yumuşak bir üslupla konuşarak kendine yaklaştırabilirsin. 54. Düşünmeyi çok önemli bir ihtiyaç olarak gör. Düşünmeyi ibadet kabul et. Düşünmek için ayırdığın zamanı devamlı arttır. Düşünmeyi alışkanlık haline getir. Hiç aksatmadan sürdür. Verimli düşünmenin…
26. Gayeleri ve idealleri olmayan insanlar başkalarına tabi olarak yaşamak mecburiyetinde kalırlar. Ömürlerini verimli şekilde kullanamazlar. Geçim derdiyle meşgul olurlar. 27. Cahil, zalim ve nankör olan insanlarla hiçbir zaman devamlılık gösteren müşterek çalışman olmamalıdır. Zaruret hallerinin dışında bu kişilerle konuşmamayı tercih etmelisin. 28. İyi ahlak sahibi kişilerle günahkâr bile olsalar arkadaşlık yapabilirsin. Böylelikle onların ıslahına da sebep olabilirsin. Ancak kötü huy ve kötü ahlak sahibi insanlarla ibadet de yapsalar dostluk kurmamayı tercih etmelisin. 29. Allah’ın emirlerine tabi olmadan huzurlu bir hayat yaşanamaz. Allah’ın emirlerine tabi olmadan huzurlu bir hayat elde etmek isteyenler ömürleri boyu huzuru bulamazlar.…