-İslam dininin emrettiklerini yapıp men ettiklerinden uzak kalabilenler.
-Allah’ın takdirlerinde hayır arayanlar.
-Mahrumiyetlere ve fakirliğe tahammül edip çareler arayarak şikâyet etmeden hayatını devam ettirenler.
-Musibetleri, belaları ve hastalıkları kaderin takdiri olarak kabul edip sabretmesi halinde günahlarından temizleneceğine ve manevi mertebesinin yükselmesine sebep olacağına inananlar ve gerekli sabrı gösterebilenler.
-Her türlü tedbirleri aldıktan sonra Allah’ın takdirine rıza gösterenler, takdir edilenle yetinenler. Bu takdirde hayır olduğuna inananlar.
-Şikâyet etmeye hakkının olmadığına inananlar ve halinden şikâyet etmeyenler, şikâyet etmeden yaşayabilenler.
-Her haline şükredenler, nail olduğu nimetleri Allah’ın lütfu ve ikramı olarak görenler ve böyle kabul edenler ve böyle ifade edenler.
-Her türlü israfı terk ederek iktisat ve tasarruf üzere yaşamaya talip olanlar, buna muvaffak olabilenler.
-Hırsı terk edip kanaat üzere bir hayatı tercih edenler.
-Haksızlıktan ve zulümden kaçınıp hak ve hukuka riayet edenler.
-Gurur ve kibirden uzaklaşıp tevazuyu gaye edinenler, mütevazı bir hayat yaşamaya muvaffak olanlar.
-Kusurlarını ve günahlarını hatırlayıp devamlı tövbe ve istiğfar edenler. Günahlarına üzülüp gözyaşı dökenler.
-Düşünmeye devamlı zaman ayırabilenler, doğru düşünebilmek için çareler ve tedbirler arayanlar.
-İnsanları hor ve hakir görmeyenler, konuşmaları ile insanları tahrik ve tahkir etmeyenler.
-Okumaya ve öğrenmeye devamlı ve gerekli zamanı ayırabilenler.
-Münakaşa ve iddialaşmayı terk edip düşüncelerini gerekçeleri ile savunabilenler. Tebliğ ile ittifak edebilenler.
-Müşterek çalışmalarda sağlanan başarıları arkadaşlarına mal edenler. Başarısızlıkların mesuliyetini gerektiğinde üstlenebilenler.
-Komşu haklarını öğrenip gereklerini yerine getirebilenler.
-Çocukları ve aile fertlerini Allah’ın emanetleri olarak görüp sahib-i hakikileri’nin Allah celle celalühu olduğunu devamlı hatırlayıp aşırı şefkatten kaçınanlar.
-Aile fertlerinin ve yakınlarının öğrenim ve eğitimlerine ihtimam gösterenler ve gerekli fedakârlıklar yapabilenler.
-Çocuklarının ve bakmakla mükellef olduğu kişilerin rızıklarının kendisine ilahi bir lütuf olarak verilmekte olduğunu düşünüp bu inançla hareket edenler.
-Her türlü haramlardan kaçınıp helallerle yetinenler. Bunu hayatın gayesi olarak kabul edenler.
-Doğruluğu gaye edinenler, dürüstlüğün gereklerini yerine getirenler.
-Kendisi için arzu ettiklerini yakınları için de arzu edenler.
-İnsanlara faydalı olmayı gaye edinenler. Servetiyle insanların istifade edebileceği sahalarda yatırım yapabilenler. Hizmet müesseseleri kurup bunları vakıf edenler.
Böyle hareket edenler, bunları yapabilenler hem dünyada, hem de ahirette kazananlar arasında yer alabilirler. Kazandıkları sevapları muhafaza edebilirler. Dünyada yaşarken itibar görürler, vefatlarından sonra da rahmetle ve hayırla anılırlar. Örnek yaşayışları ve halleri, bıraktıkları eserleri sayesinde vefatlarından sonra da sevap kazanmış olurlar.
Allah celle celalühu bütün kulları için böyle bir hayat yaşamayı lütfetsin. Bu bahtiyarların sayılarını artırsın.
Netice olarak;
Yapabildiğimiz tespitlerin bir kısmını hayatın devrelerine göre kısaca ifade etmeye çalıştık.
Bu tespitlerimiz hayat karnesi haline getirilebilir.
Her tespit bir ders olarak kabul edilip her şahıs kendisi için bir not takdir edebilir.
Azami not on olmak üzere, verilen notlar toplanır. Toplam not ders sayısına bölünerek ortalama not bulunur.
Böylelikle hayat devrelerine göre, kişi kendisinin durumunu tespit etmiş olur.
Şüphesiz ki, nefsin tesirinden kurtulanlar, aklın ve vicdanın gereklerini yerine getirerek takdir notlarında adil olabilenler doğruya yaklaşmış olurlar.
Allah celle Celaluhu kusur ve hatalarını ve yanlışlarını görenlerden eylesin,
Kusur ve yanlışlarını kabul edenlerden eylesin
Kusur ve yanlışları için nedamet duyanlardan eylesin.
Pişmanlık sebebiyle tövbe ve İstiğfar edenlerden eylesin. Tövbe ve İstiğfarı kabul edilenlerden eylesin.
Ehl-i imanı Habib’i hürmetine affeylesin. Âmin.