Allah’ın rızasına nail olmak için, dünyevi bir kazanç veya bir menfaat düşünmeden, karşılığında insanlardan bir mükafat beklemeden, gerekli fedakarlıkları göstererek, sıkıntılara ve mahrumiyetlere tahammül ederek, insanların hidayetine vesile olmak için ihlasla ve sadakatle yapılan çalışmalarla geçen ve yaşanan hayatı, hizmet hayatı olarak kabul ediyoruz.
Böyle bir hayatı yaşamaya talip olanlar için, şu tespitler yapılmıştır:
-Allah’ın rızasının dışında dünyevi makamlar ve maddi kazançlar da elde etmeyi düşünerek hizmet hayatını devam ettirenler,
-Hizmetlerinin karşılığında insanlardan maddi karşılık, hürmet, takdir ve özel alaka bekleyenler,
-Kendisini farklı ve üstün görenler, çevresindekileri yetersiz kabul edenler veya böyle düşünenler,
-Hizmet faaliyetlerinde, kendisinin farklı ve imtiyazlı kişi olarak görülmesini arzu edenler, bunu bekleyenler ve bunun mücadelesini verenler,
-Hizmet eden diğer kardeşleri ile rekabet haline girenler, onları rakip olarak görenler ve kendi taraftarlarına da böyle gösterenler ve böyle kabul edilmesi için gayret edenler,
-Kendisi gibi düşünenlerle müşterek hareket ederek cemaat içinde kendine tabi gruplar meydana getirmeye çalışanlar,
-Cemaatten farklı kanaat ve düşünce sahibi kişilerin aleyhinde konuşmayı alışkanlık edinenler,
-Meşveretle alınan kararlara muhalefet edenler. Meşveret kararlarının aleyhinde gizli veya açıktan konuşmalar yaparak fitne ve tefrikaya sebep olanlar.
-Cemaatin tesanüdünü bozabilecek ihtilaflara sebebiyet verenler, ihtilafların halline talip olmayanlar, ihtilafların giderilmesi için fedakarlık yapamayanlar veya anlayış gösteremeyenler.
-Kendine tabii insanların sayısını arttırmak ve nüfus sahibi görünmek için çareler ve tedbirler düşünenler ve alanlar.
-Farklı düşünen, farklı sahalarda hizmet etmek isteyen ve eden kardeşler hakkında gıybet ve suizan edenler.
-Konuşmaları ve hareketleri ile suizan ve gıybetin gençler arasında alışkanlık haline gelmesine sebep olanlar.
-Cemaat adına ehli hamiyetten temin edilen maddi yardımlardan kendine pay ayırmayı, cemaatin bilgisi olmadan özel ihtiyaçlarını bu şekilde karşılamayı alışkanlık edinenler, bunda mahsur görmeyenler. Bunu bir hak olarak kabul edenler.
-Siyaset adamları ile meşgul olmaktan zevk alanlar, bunun için devamlı zaman ayıranlar, siyaset konularını konuşmayı alışkanlık haline getirenler.
-Hayırlı hizmetlerle meşgul olan sair cemaat mensupları aleyhinde konuşmayı devamlı yapanlar.
-Diğer cemaatleri rakip veya muarız gibi görenler ve gösterenler.
-Kendisine gerekli hürmeti ve alakayı göstermeyenlerden rahatsız olanlar. Böyle hareket edenlerin aleyhinde konuşanlar.
-Sade ve gösterişsiz bir hayatı terk Edip gösterişli ve farklı bir hayat yaşamayı düşünenler buna talip olanlar.
-Üstat kabul ettikleri Zat-ı Muhteremlerin meslek ve meşreplerinin dışına çıkabilenler, kendine göre yeni meşrepler meydana getirmek isteyenler.
-Cemaatin imkânlarını dilediği gibi kullanıp paraları kendi kararlarına göre sarf edenler. Cemaate hesap vermek istemeyenler.
-Kendine tabi olanlarla birlikte kalmayı, onlarla görüşmeyi alışkanlık edinenler. Farklı düşünce ve fikir sahipleri ile bir araya gelmekten rahatsız olanlar.
-Nefsini terbiye etmeyi gaye edinmeyenler, nefsini ıslah etmeden başkalarının ıslahına çalışanlar.
-Hizmetlerdeki gelişmeleri ve başarıları kendine mal edenler, gelişmeleri ve başarıları kendi sağlamış gibi anlatanlar ve bundan lezzet alanlar ve bunu devam ettirenler.
-Cemaatin ön safında görülmek isteyenler, bunun için özel gayret gösterenler, kendini buna layık görenler.
Bu haller kimde görülürse o kişiler cezaya müstahak hale gelmiş olurlar. Hizmet ile meşgul olmalarına rağmen kaybedenlerin arasında yer alabilirler. Çok güvendikleri amel-i salihlerini muhafaza edemezler. Ahirete götüremezler. Ahirete, iman sahibi olarak giderler. Ancak günahkar ve borçlu kişiler olarak kabir hayatına başlarlar.
Allah böyle akıbetlerden ehl-i imanı muhafaza etsin âmin.