Sahabe-i kirâmdan sonra asırlardan beri bu din-i Mübîn-i İslam’ın kıvamı olan ve bayraktarlığını yapan, cihat ruhuyla vazifesini îfa eden bu milletin önünü kesmek, tarihi misyon ve vizyonunu engellemek ve parçalayarak yutmak için hârici mihraklar ve hasımlar, dahildeki uzantıları ile devamlı projeler üretmiş, plânlar yapmış ve müdahaleler de bulunmuşlardır.
Kader-i ilâhi; asırlardan beri bu ihanet teşebbüslerini her zaman engellemiş ve en az zayiatla neticeler hâsıl etmiştir. Bu ihanetlerin en dehşetlisi ve acımasız olanı da Devlet-i Âliyey-i Osmaniyenin yıkılması olmuştur.
O cesim devletin yıkılmasından sonra, onun küllerinden ve mayasından zuhur eden Türkiye Cumhuriyeti zamanla gelişerek büyümüştür. Bütün dış ve iç engellemelere rağmen kader-i ilâhi tekrar bu millete takdir ettiği vazifeyi canlandırmıştır. Tarihi vazifesini îfa etme adına kemâle doğru sevk etmektedir. Bunun farkına varan dâhili ve hârici şebekeler, hainane planlarını tekrar devreye sokmuşlardır. Gerek siyasi ve gerekse ekonomik planlarla bu ülkeye diz çöktürmeye çalışmışlardır. Bunu yaparken kendileri perdenin gerisinde durup dâhildeki; pkk, daeş, pyd, fetö ve buna mümasil terör örgütleriyle gerek siyasi ve gerekse de ekonomik müdahalelerle bu ülkenin ve insanlarının gelişmesini ve büyümesini engellemeye çalışmışlardır. Bunların onlarcasına millet olarak şâhidiz.
Bu operasyonlardan; devlet adamlarımızın feraseti ve bu milletin basiretiyle netice alamayanlar, 15 Temmuz 2016’da meşum bir ihanet kalkışmasında bulunmuşlardır. Bunu da top yekûn ittifakla yapmışlardır. İnayet-i ilahiye imdada yetişip, mazide olduğu gibi bu kalkışmayı milletin iman dolu göğsünde ve devlet ricalinin akıl ve ferasetinde parçalamış ve akamete uğratmıştır.
Bu olay bu milletin tarihinde ve Anadolu coğrafyasında ihanetin en şenaetlisi ve dâhili fitnesidir. Bunun emsali ve örneği mazide olmamıştır. Kader bu milleti ve Anadolu İnsanını bu anlamda harici ve dâhili şer odaklarıyla mücadele ettirerek; istikbalde ifa edeceği Allah’ın nurunu tamamlama davasına kuvvet vermek ve hamilini yapmak için bir nevi terbiye etmekte ve eğitimden geçirmektedir. Bizlerin müteyakkız olmamızı ve uyanık davranmamızı hadisatın diliyle ikaz etmektedir. Bu meseleler zahiren aleyhimizde olup bizleri üzse de, neticesi itibariyle hayırla sonuçlanacaktır. Kahhari tecelliler içerisinde lütufla muamelelere mazhar olacağız İnşallah.
Bu vesile ile 15 Temmuz’un sene-i devriyesi münasebetiyle 2016’da zuhur eden o uğursuz kalkışmada vatanını ve istikbâlini muhafaza için mücadele edip şehit olan vatan evlatlarına Cenab-ı Hak’tan rahmet dileriz. Onlar İnşallah velayet makamıyla cennet-i alada taltif edileceklerdir. O uğursuz olayda mücahede edip yaralanan gazilerimize Cenab-ı Hak’tan şifa ve afiyetler diliyoruz. İfa etmiş oldukları fedakârlığın ve mücadelenin azami neticesini ve gazilik şerefini dünyada gördükleri gibi daha alasını İnşallah ahirette müşahede edeceklerdir. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diler, bütün gazilerimizi tebrik ve tes’id ediyoruz.
Bu münasebetle Cenab-ı Hak bu şekilde meşum ve uğursuz müdahalelerden vatanımızı ve milletimizi korusun ve muhafaza eylesin. Amin
Suffa Vakfı
İcra Heyeti